Share on Tumblr
| Yorumları Göster (0)

Yaşam / Film Ayı >>
2

İşte yılın o en sevdiğimiz dönemi geldi. Kasım demek film demek. Battaniye, kahve ve film üçlüsü havalar soğumaya başlayınca evde yapabileceğin en güzel şey. Evden çıkmak istemediğinde tek başına veya arkadaşlarınla keyifli bir film gecesi düzenlemek belki de en güzel şeylerden biri. Her şey iyi hoş da konu film seçmeye gelince saatlerini harcıyorsan doğru yerdesin. Güncel filmleri zaten takip ediyor ama kültleşmiş olan filmlere bir türlü zaman ayıramıyorsan bu ayı ikonik yapımlara ayırmaya ne dersin? Mısırları patlatmaya başlayıp, kahveyi makineye koyup, battaniyeni üzerine çektiysen kasım ayına en çok yakışan filmlere göz atmaya başla! İşte kasım ayına yakışan en güzel filmler…

 

The Notebook

Yine romantizm deyince ilk akla gelen yapımlardan biri daha; The Notebook. Film 40'lı yıllarda geçiyor. Allie, ailesiyle sakin bir yaz tatili için geldiği Seabrook'ta hayatının aşkı Noah ile tanışır. Unutamayacakları harika bir yaz geçirirler. Fakat 2. Dünya Savaşı'nın olumsuz şartları onları ayırır. Allie'yi aklından hiç bir zaman çıkaramayan Noah savaştan döndüğünde ise Allie başka biriyle evlenmek üzeredir. Romantik ve bir o kadar da duygusal olan filmde gözyaşlarına hakim olamayabilirsin. Bizden söylemesi.

Sil Baştan

Komedi deyince ilk akla gelen isimlerden Jim Carrey ile tatlı mı tatlı bir film seni bekliyor. Filmde Kate Winslet Jim Carrey'e eşlik ediyor. Joel Barish'in eski sevgilisi Clementine yaşadıkları iki yıllık ilişkiye dair tüm anılarını gizemli tıbbi bir müdahale ile kafasından sildirir. Joel ise bunu öğrenince sevgilisine ilişkilerini hatırlatmaya çalışır. Fakat çabaları sonuç vermez. Ve çareyi kendi hafızasını  da sildirmekte bulur. Joel hafızasını sildirirken an be an ilişkisini izler ve müdahale sırasında bu işlemden vaz geçer. Tek sorun ise işlem sırasında uyur halde olduğu için müdahaleyi nasıl durduracağıdır.

Memento

Guy Pearce'nin baş rolde olduğu Momento, ender rastlanan ve tedavi edilemeyen bir tür hafıza kaybı hastalığı olan bir adamın karısını öldürenleri bulma mücadelesini konu alıyor. Leonard Shelby karakterini canlandıran Guy, ucuz otellerde konaklayor, şık kıyafetler giyerek zengin bir iş adamı imajı yaratsa da özel hayatında karısını öldüren kişiyi bulmaya çalışır. Fakat bu sürekli tekrarlanan hafıza kaybı ile hiç de kolay olmayacak. Aksiyon filmlerini seviyorsan bu klasiği mutlaka izlemelisin.

 

 

 

Amélie

Amélie tam bir Fransız klasiği. Yayınlandığı tarihte de 5 dalda Oscar'a aday gösterilmişti. İzlerken insanın içini ısıtan bu filmin başroünde Amélie karakterinde Audrey Tautou yer alıyor. Filmde ailesini kaybeden Amélie çevresindeki insanlara farkettirmeden onların hayatlarına küçük müdahaleler yaparak mutlu olmalarını sağlar. Bu adanmışlığın yanında kendisi ise bir o kadar yalnızdır. Başkalarının mutluluğu için çabalayan bu sevimli kız bir gün aşık olur ve romantik ve tatlı bir hikâye başlar.

Aşk ve Gurur

Tatlı ve aşk dolu bir zaman yolculuğuna çıkmaya hazır mısın? 18. yüzyılın İngiltere'sinde geçen hikayede 5 kız kardeş hayatlarını garanti altına alacak bir evlilik yapma düşüncesiyle büyütülmüştür. İki zengin ve yakışıklı arkadaşın onlara komşu gelmesiyle ise 5 kız kardeşin aşk ve gurur arasında bir çizgide hayatları değişecektir.

Before Sunrise

Before Sunrise tam bir Kasım filmi. Sıcacık kahven ile battaniyeni al ve kendini yolları tesadüfen kesişen bir kadın ve erkeğin romantik hikâyesine bırak. Trende karşılaşan Jesse ve Celine Viyana'da trenden inmeye karar verir ve birlikte 1 günlüğüne bu şehirde kalmaya karar verirler. Bu romantik filmi izlerken aşk dolu hayalere dalacaksın.    

 

 

 

Esaretin Bedeli

Bir Morgan Freeman ve Tim Robbins klasiği olan Esaretin Bedeli, Andy ve Red isimli iki mahkumun hapishanede kurdukları hayatı anlatıyor. Andy umutlu bakış açısıyla çevresindeki tüm mahkumları, hapishanede olsalar da özgür olabileceklerine inandırır. Başta Red olmak üzere kısa sürede birçok arkadaş edinir. Etksini bir süre üzerinden atamayacağın kesin.

Blue Valentine

Ryan Gosling ve Michelle Williams'ın başrolleri paylaştığı filmde Dean ve Cindy’nin evlilikleri çalkantıdadır. Evlilklerini kurtarmak için de birbirlerine ilk aşık olduklarıgençlik yıllarını hatırlamaya çalışırlar. İkilinin sevgili oldukları dönemden evlilik süreçlerine geçen ilişkilerini izlerken çok keyif alacaksın.

Casablanca

Tabii ki bu listeye Casablanca'yı koymazsak olmazdı. Kültleşmiş unutulmaz bir aşk filmine mutlaka zaman ayırmalısın. Film, İkinci Dünya Savaşı sırasında Fas'ın Kazablanka kentinde geçiyor. Şehrin en popüler barını işleten Rick Blaine, bir gün eski aşkı Ilsa ile karşılaşır. Rick, Ilsa ve Ilsa'nın eşi Victor ile kendini tam bir aşk üçgeni ortasında bulacaksın.

 

 

 

 

 

Forrest Gump

Forrest Gump filmini mutlaka duymuşsundur. Tom Hanks'in başarılı oyunculuğu ile bu film sana birçok şeyi sorgulatacak. Düşük IQ seviyesine sahip Forrest Gump, aşk, evlilik, askerlik gibi dışardan yapması mümkün görünmeyen şeyler yaşar. Hatta mantığa uymayan başarılara bile imza atar.

Her

Bir festival filmi olan Her'de Theodore Twombly, teknolojinin çok ilerde olduğu bir dönemde bir yapay zeka programı aracılığıile sanal bir varlık olan Samantha ile tanışır. Ve ilginçtir ki gerçek hayatta var olmayan bu sanal kadın ile duygusal bir bağ kurmaya başlar. Filmi izlerken zaman zaman teknolojinin ilerde nasıl bir noktaya geleceğini, bunun ilişkileri ne şekilde etkileyeceğini uzun uzun düşünebilirsin.

Leon the Professional

Tekrar tekrar izlesen de asla sıkılmayacağın bir film Leon the Professional. Ailesi dağılmış, 12 yaşındaki Mathilda, komşuları Leon'a sığınır. Leon iseçok soğuk kanlı bir katildir. Fakat Mathilda ile birlikte babalık, arkadaşlık gibi kavramlarla tanışır. Leon Mathilda'yaderin bir sevgiyle bağlanır ve ona kol kanat gerer. Duygu dolu filmi ister daha önce izlemiş, ister izlememiş ol, her daim klasiklerin başında yer alıyor.

P.S I Love You

Gerard Butler hayranlarını buraya alalım. Hilary Swank'ın da yer aldığı film Kasım ayının romantizmine en çok yakışan yapımlardan. Holly ve Gery birbirini çok seven evli bir çifttir. Ölümcül bir hastalığa yakalanan Gery, ölümünden sonra eşi Holly'nin hayatına devam edebilmesini sağlamak için ona bir sürü mektup yazar. Bu mektuplar sayesinde Holly hayata tekrar tutunur.

 

 
 

The Intouchables

Her sahnesinde yüzünü güldürecek film, birbirine tamamen zıt iki insanın dostluğunu konu ediniyor. Philippe, zengin bir iş adamıdır. Geçirdiği yamaç paraşürü kazasında felç kalır. Aynı dönemde hapishaneden yeni çıkmış olan Driss ona bakıcık yapmaya başlar. Normal şartlar altında hiçbir zaman yan yana gelmeyecek bu ikili zaman içinde hayatın tadını birlikte çıkarmaya başlar.

The Notebook

Yine romantizm deyince ilk akla gelen yapımlardan biri daha; The Notebook. Film 40'lı yıllarda geçiyor. Allie, ailesiyle sakin bir yaz tatili için geldiği Seabrook'ta hayatının aşkı Noah ile tanışır. Unutamayacakları harika bir yaz geçirirler. Fakat 2. Dünya Savaşı'nın olumsuz şartları onları ayırır. Allie'yi aklından hiç bir zaman çıkaramayan Noah savaştan döndüğünde ise Allie başka biriyle evlenmek üzeredir. Romantik ve bir o kadar da duygusal olan filmde gözyaşlarına hakim olamayabilirsin. Bizden söylemesi.

The Reader

Kate Winslet'a birçok ödül kazandıran film 2. Dünya Savaşı sonrası Almanya'sında geçiyor. Michael kendinden yaşça iki kat büyük olan Hanna'ya aşık olur. Gizliden gizliye yaşadıkları ilişki bir gün Hanna'nın ortadan kaybolmasıyla son bulur. 8 yılın ardından savaş suçları mahkemesinde görev yapan Michael sanık sandelyesinde Hanna'yı görür. Ve Hanna'nın hikâyesi ortaya dökülür.

 
 
 
 
 
Etiketler : kült filmler , film önerisi ,

Yorumlar (0) | Yorum Yap
Share on Tumblr