Share on Tumblr
| Yorumları Göster (0)

Sağlık&Güzellik / Gerçekte Ne Kadar Sağlıklı Besleniyorsun? >>
0

Sürekli diyet yapıyorsun ve sağlıklı besleniyorsun ama bir türlü kilo veremiyorsan, aksine kilo alıyormuş gibi hissediyorsan belki de bir yerler yanlış bir şeyler yapıyorsundur. Öncelikle beslenmenin kişiye özel olduğunu unutmaman gerekir. Kendini 3 öğün veya 5 öğün gibi kalıplara sıkıştırmamalısın. Yapman gereken şey öncelikle vücudunu dinlemek. Bunu yaptığın ve belli konularda bilinçlendiğin zaman diyetisyenlerin kapısını da aşındırmayı bırakacaksın.

Çoğı kişi hayatı boyunca sağlıklı beslenmesi gerektiğini ve asla kaçamak yapmaması gerektiğini düşünebilir. İşte ilk doğru bildiğin yanlış bu. Sonuçta insanız ve biz de zaman zaman istediğimizi yemek istiyoruz. Önemli olan nokta dengede kalabilmen. Bir gün canın pizza çektiyse ye. Fakat sonraki öğününü hafif tutmalısın. Aksi halde o gün aldığın fazla kaloriye daha fazlasını ekleyecek ve dengeni iyice bozacaksın.

Çoğu zaman kaçamak yaptıktan sonra ekstra kardiyo egzersizi ve detokslar yapmak gerektiği düşünülür. Doğru gibi görünse de aslında yanlış. Birden kilo veremediğin gibi yediğinin ertesi günü de kilo alman mümkün değil. Bunun bir süreç olduğunu unutma ve kaçamağını yaptıktan sonra rutin beslenme programını uygulamaya devam et.

Detoks demişken sadece sıvı olarak yaptığın detokslar belki kısa vadede tartıda işe yarıyor gibi görünebilir. Fakat sağlığına ne kadar zarar verdiğinin farkında mısın? Hipoglisemi atakları, baş ağrıları, halsizlik, baş dönmesi, baygınlık ve mide bulantısı gibi bir çok sorunla karşılaşabilirsin. En iyi sen tüm gün yapılan sıvı detokslardan uzak dur.

 

 

 

 

Doğru bildiğin en büyük yanlışlardan biri de akşam 18:00’dan sonra yemek yememek gerektiği. Kilo kontrolü, zayıflama süreci ve dengeli beslenmede önemli olan enerji ve besin değeri dengesidir. Dolayısıyla günün hangi saatlerinde aktif olcaksan o saatlerde alman gereken enerjiyi almalısın. Yatmadan en az 2 saat önce yemeyi bitirmelisin. Mesela gece 00:00’da uyuyorsan en fazla saat 22:00’da son lokmanı yemelisin. Tabii bu konuda vücudunu dinlemen de sana yol gösterecektir.

Son dönemlerin popular besini kinoanın bilinenin aksine bir karbonhidrat kaynağı olduğunu biliyor muydun? Evet doğru bildiğin yanlışlardan biri de bu; kinoa bir protein kaynağı değil. Yani öğünlerinde aldığın protein oranını arttırmak için kinoa miktarını da arttırıyorsan fazladan karbonhidrat aldığını da unutma.

 

 

 

 

Karbonhidrat demişken, bildiğin en büyük yanlışlardan biri de karbonhidratı beslenme düzeninden tamamen çıkarman yönünde. “Protein ağırlıklı beslenmek en doğru beslenme şeklidir!”, “Yağ vermek istiyorsan yağlardan uzak durmalısın! gibi söylemlerin hiç biri doğru değil. Sağlıklı beslenmenin ilk kuralı dengeli beslenmek. Yani öğünlerinde protein, karbonhidrat ve lif oranları dengeli olarak yer almalı. Fıstık ezmesi (evde yapılan), avocado, zeytinyağı gibi sağlıklı yağları da kararında tüketmelisin. Bir süre bu dengeyi kurduktan sonra günlük alman gereken vitamin ve minarelleri alacak ve kendini daha iyi hisedeceksin.

 

 

 

Sağlıklı diye düşünerek yediğin yiyeceklerin ne kadar yararlı olduğunu hiç düşündün mü? Mesela kahvaltıda yediğin müslinin, ara öğünde yediğin meyveli yoğurdun ya da içtiğin yüzde yüz ibaresinin yer aldığı o portakal suyu ne kadar sağlıklı?

Emin ol sağlıklı sandığın bir çok yiyecek sana şeker ve fazla kalori olarak geri dönüyor. Bunların yerine sade yoğurda meyve karıştırmayı, yulafı meyve ve kuruyemişle karıştırmayı ve portakalın kendisini tüketmeye çalışmalısın. Ve en önemlisi marketten aldığın her ürünün içindekiler kısmını okumalısın.

Tüm bunları okuduktan sonra “sağlıklı besleniyorum ama kilo veremiyorum” diyorsan biraz da porsiyonlarını gözden geçirmeni öneriyoruz. Çünkü sağlıklı diye o yiyecekleri sınırsız tüketebileceğin anlamına gelmiyor. Sonuçta sağlıklı da olsa her şeyin fazlası zarar. Mesela bir büyük muz yerine küçüğünü, 1 yemek kaşığı yerine 1 tatlı kaşığı fıstık ezmesi tercih etmeyi deneybilirsin. Tabii bu örnekleri çoğaltabilirsin.

 

 

 

 

Gelelim özellikle çay ve kahve tüketirken aranan şekerlere. Esmer şeker kullanarak daha sağlıklı bir adım attığını düşünüyorsan yanılıyorsun. Aslında aralarında pek bir fark da yok, ikisi de işleniyor. Sadece esmer şekerin vitamin ve minarel oranı beyazınkinden biraz daha fazla. Fakat bu yine de şeker tüketmen için bahane olmasın. 1-2 hafta çayını ve kahveni şekerisiz içmek için kendini zorladığında sonra zaten şekerli içemediğini fark edeceksin

 

 

 

 

.

 
 
 

Yorumlar (0) | Yorum Yap
Share on Tumblr