Share on Tumblr
| Yorumları Göster (0)

Sağlık&Güzellik / Sezgisel Beslenme Nedir? >>
0

 

 

 

Konu sağlıklı beslenmeye gelince biz fazlasıyla meraklı oluyoruz. :) Bu konuda çıkan yenilikler ilgimizi çekerken tabii ki seninle paylaşmayı da ihmal etmiyoruz… Bu hafta sezgisel beslenme konusuyla karşındayız. Sezgisel beslenme, bilinen diyet programlarını unutturan ve vücudumuzdan gelen sinyallere kulak vermemizi gerektiren bir yapı… Şimdi detaylara birlikte bakalım!

 

 

 

Sezgisel Beslenme Nedir?

Sezgisel beslenme, vücudumuzun bize ilettiği açlık ve tokluk sinyallerini takip etmenin yanında diyetsiz bir beslenme şeklini benimsetiyor. Sezgisel beslenme terimi; iki diyetisyen Evelyn Tribole ve Elyse Resch tarafından 1995 yılında tanımlanmış… Bahsettiğimiz iki uzman standart diyet anlayışını yıkarak hedeflenen kiloya ulaşabilmek için sağlıklı bir yol çizmiş.

Sezgisel beslenmenin temel prensibi; vücudumuzun temel yiyecek ihtiyacını karşılayıp fazla bir doyma noktasına ulaşmadan yemeği bırakabilmek… Kişinin herhangi bir kronik rahatsızlığı bulunmuyorsa kendisine yasaklar koymadan ilerleyebilir. Aslında hepimiz doğduğumuzda ve bebeklik sürecimizde sezgisel olarak beslenme yolunda gidiyoruz. Fakat büyüyüp geliştikçe karşımıza çıkan kalıplarla besinleri beynimizde farklı şekilde kodlamış oluyoruz. Bu sebeple gerçekten acıkmış olmadan, besinlerin tadını tam olarak hissetmeden tüketiyoruz. Özellikle kısıtlı diyetlerle mücadele etmiş kişiler sezgisel beslenmeden fazlasıyla uzaklaşıyor.

Sezgisel beslenmenin temek prensiplerini nasıl uygulaman gerektiğini birlikte inceleyelim…

 

 

 

1.Açlık Sinyalini Dinle

Hepimiz gün içerisinde gelen açlık sinyallerimizi dikkate almayabiliyoruz. Açlık hissi oluştuktan sonra bunu ertelemek bir sonraki öğünde daha fazla yememize sebep oluyor. Sezgisel beslenme konusunda bu adımı dikkate almak gerekiyor. Yani acıktığımız anda ihtiyacımız olan yemeği tüketmeli ve açlık sinyalimize doğru şekilde yanıt vermeliyiz. Açlığımıza kulak vermeli ve beslenme vaktimizi ertelememeliyiz.

2.Diyet Kurallarına Veda

Uzun zamandır diyetler bünyesinde sunulan kurallara artık veda etme vakti geldi… Vücudunun istemediği hiçbir yiyeceği yemek zorunda olmadan sadece yemek istediğin yiyecekleri tüketebilirsin. Burada en önemli noktalardan biri; sevdiğin yiyecekleri tüketirken aşırıya kaçmamak…

 

 

 

3.Tokluk Hissi

Beslenme önerilerinde genellikle doymadan yemeyi bırakmak yer alır. Ancal sezgisel beslenme prensipleri arasında bunun gibi kurallar bulunmuyor. Bu beslenme türünün en önemli önerisi vücudu dinlemek ve takip etmek… Yemek yerken gerçekten doyduğunu hissederek yemeğini sonlandırabilirsin. Ancak başlarda fazla yemek isteyebilir ama bu gözünü korkutmasın… Vücudun zamanla bu beslenme şekline alışacak…

4.Duygusal Boşluklar

Zaman zaman hepimiz duygusal boşluklara düşebiliyoruz. Genellikle böyle zamanlarda aşırı tatlı yeme isteği ortaya çıkıyor. Sezgisel beslenme vücudumuzun ilettiği sinyallere cevap vermemizi istiyor fakat bu noktada kontrollü davranmalıyız. Duygusal anlarda gelen fazla yeme isteğimizi baskılamamız gerekiyor. Farklı aktivitelere yönelip dikkatimizi dağıtabilmek çok önemli… Sezgisel beslenmeye başlarken yoga veya meditasyon gibi uygulamalar destekleyici olabilir.

 

 

 

5.Hareket Vakti

Diyet algısını yıkarken sezgisel beslenmenin bir diğer prensibi hareket etmek… Çünkü vücudumuzu hareket ettirmenin faydasını kesin bir şekilde görmek mümkün. Ancak bu durumda gerçekten yapmak istediğin bir egzersiz türü seçmeli ve buna uygun olarak plan yapmalısın. Seni gerçekten rahatlattığını ve bedenine iyi geldiğini düşündüğün bir egzersiz türü seçebilirsin. Hareket halinde olmanın yararlarını en kısa sürede görebilir ve bunu sezgisel beslenme sürecine dahil edebilirsin.

6.Yasaksız Yiyecekler

Sezgisel beslenme aşamasında en temel prensiplerden biri bu zamana kadar zararlı ve kötü olduğunu düşündüğümüz yiyeceklerle barışmak… Tüm besinlerin aynı olduğunu düşünmek bizim için daha sağlıklı olacaktır. Çünkü yasaklı olduğunu düşündüğümüz, kesinlikle yememek gerektiğine inandığımız yiyeceklere karşı isteğimiz daha büyük olabiliyor. Yasak olan gıdalara karşı oluşan bu büyük isteğin önüne geçmek için vücudunun isteklerine kulak vermelisin. Bedenine izin vererek yiyeceklere yasak koymadığın zaman meydana gelecek olumlu etkileri çok net şekilde görebilirsin.

 

 

 

Beş Duyu ile Sezgisel Beslenme Denemesi

Sezgisel beslenme prensibinin nasıl işlediğini anlayabileceğimiz mükemmel bir örnek var… Uzmanlar üzüm egzersizi ile bireylerin besinleri tüketirken farkında olmaları gerektiğini vurgulamış. Üzümü tüketmeden önce beş duyu organımızı kullanmamız gerektiğini bilerek işe koyuluyoruz. :) Öncelikle görme duyumuz sayesinde üzüme bakıyoruz ve onu inceliyoruz. Ardından üzümü koklayarak onu biraz daha fark ediyoruz. Böylelikle ikinci aşamada koklama duyumuzu kullanmış oluyoruz. Üçüncü aşamada ise üzümü elimizde tutarken ve ona dokunurken ses duyumuzdan yardım alıyoruz. Son olarak tat duyumuzu kullanmak gerekiyor. Belki de en güzel aşama bu! :) Tat duyumuzu kullanarak üzümü yerken ağzımızda bıraktığı aromayı sonuna kadar hissederek tüketiyoruz. Fark ettiysen bu egzersizde hızlı yapılan hiçbir şey yok… Normalde hızlı hızlı yemek yerken hiçbir besinin tadını gerçekten çıkaramıyoruz. Bu sebeple ne yediğimizin bile farkında olmadan beslenmiş oluyoruz. Sezgisel beslenme sürecinde ne kadar yediğimize ve yediğimiz besinlerin tatlarına odaklanarak doyum noktasına kolaylıkla ulaşabiliyoruz…

 

Sen de diyet kurallarından sıkılıp, bir türlü hedeflerine ulaşamıyorsan sezgisel beslenme kurtarıcın olabilir… Bu yeni beslenme sürecinde kendine inanman çok önemli, biz sana inanıyoruz! :)

 

 

 

 

 


Yorumlar (0) | Yorum Yap
Share on Tumblr